Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2 yıl süren restorasyonun ardından geçtiğimiz yıl Mayıs ayında ışık ve lazer şovuyla ziyarete yeniden açılan İstanbul'daki Kız Kulesi her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçinin akınına uğruyor. 
Kız kulesi hikayesi
Kız kulesinin tarihi M.Ö. 5. yüzyıla kadar gidiyor. M.Ö. 5. yüzyılda bugün kulenin bulunduğu adacıkta bir gümrük noktası oluşturulur. Karadeniz’den gelen gemileri denetlemek ve vergi almak amacıyla bir kule inşa ettirilir. İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet buraya yeni bir kale inşa ettirir. Kaleye bir nöbetçi birliği yerleştirir. Her akşam yatsıdan sonra ve seher vakti, kulede mehter nöbet çalmaya başlar. Bayramlarda ve padişahların tahta çıktıkları zaman sahil saraylarını ziyaretlerinde Kız Kulesi’nden top atışı yapılması gelenek haline gelir. Ahşap kulenin kuzey bölümüne Sultan III. Ahmed’in Sadrazamı, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından Karadeniz ve Marmara’dan gelen gemilere geceleri yollarını göstermesi için fener konulur. Bu tarihten itibaren kule, artık bir kale değil bir deniz feneri olarak hizmet vermeye başlar. 1959 yılında kız kulesi bir müddet radar istasyonu olarak kullanılmıştır. Deniz taşımacılığı seyrüsefer emniyeti için kulede akşamları ışık yakılmış, sisli havalarda da sis düdüğü çalınmıştır. Ayrıca Harem ve Liman kılavuzluk istasyonlarının görüş mesâfesi kısa olduğu için, 1983 yılına kadar boğazdan geçen bütün gemileri 24 saat bildirme ve kontrol görevi, Denizcilik İşletmeleri’nin iki memuru tarafından yapılmıştır.
[email protected]