Türkiye
turizm sektörünün yatırımcı gücünü temsil eden TTYD’nin resmi paydaşı olduğu İstanbul Turizm Fuarı – ITF 2025, 25–26 Eylül 2025 tarihlerinde İstanbul Yenikapı – Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde kapılarını açtı. 50 ülkeden acentalar, alım heyetleri ve şirket seyahat firmalarının ağırlandığı fuarda, 17 ana başlık altında 70’in üzerinde ulusal ve uluslararası konuşmacı yer aldı. Üçüncü yılında 15.000 turizm profesyoneline ulaşan ITF, yeni iş birlikleri ve stratejik bağlantılar için de önemli bir platform haline geldi.
Başkanlar Oturumu’nda konaklama ve yatırımın geleceği tartışıldı
Fuar kapsamında, moderatörlüğünü gazeteci Hakan Güldağ’ın üstlendiği ‘Başkanlar Oturumu’nda ise
TTYD Başkanı Oya Narin ile TÜROB Yönetim Kurulu Başkanı Müberra Eresin, turizm sektörünün bugünü ve geleceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Oya Narin: “Turizmde üçüncü hamleyi başlatmalıyız”
Türkiye turizminde yaşanan finansman sorununa değinen Oya Narin, şu mesajları verdi:“2025 kolay bir yıl olmadı ama buna rağmen genel trendimiz yukarı yönlü. Türkiye’nin turizm performansı iyi bir ivme yakaladı. Ancak bu büyümenin alt kırılımlarına bakınca konaklama tarafında sıkıntıların devam ettiğini görüyoruz. Seyahat ve ulaşım gelirleri büyürken, konaklama aynı ölçüde büyüyemiyor. İstihdam giderleri sektörümüzde toplam maliyetlerin yüzde 38–40’ı iken bugün yüzde 50’lere çıktı. Bu da karlılığı aşağı çekiyor. Yeni bir bakış açısı ve finansman modellerine ihtiyacımız var. Bu yıl bu adımlar atılamadı. Oysa her yıl 2 milyon yatağın yaklaşık 200 bininin yenilenmesi gerekiyor. Ancak finansman imkanları yetersiz olduğu için bu gerçekleşmiyor.Türkiye turizminin geleceği için üçüncü turizm hamlesine ve yeni bir büyüme hikayesine ihtiyaç var. Ülkemizin özellikle dünya turizminden aldığı payı artırması gerekiyor. Bunun için de devletin, yatırımcıların ve finans sisteminin birlikte yeni bir plan ortaya koyması şart. Bankacılık sistemi, uygun finansman ve işletme sermayesi desteği sağlarsa sektör fiyatlarını yukarı çekebilir. Aksi halde kaynak sıkıntısından dolayı fiyatlarımız baskı altında kalıyor. Ayrıca 2 milyon yatağın bir kısmını rezidansa dönüştürerek kaynak yaratmak mümkün. Üçüncü turizm hamlesini başlatmazsak, Suudi Arabistan, Yunanistan, Mısır ve Dubai gibi ülkelerin atağı karşısında rekabet avantajımız zayıflar. Ayrıca insan kaynağı sorunumuz da var. Turizm eğitimi alan gençler sektörde kalmıyor çünkü 12 ay iş ve istikrarlı gelir sağlayamıyoruz. Bu konuyu da çözmemiz gerekiyor.“
Geriye kalan tek bir konu var o da finansman
Turizm sektörünün yeni yatırımlar için yeni finansman modellerine ihtiyacı olduğuna da dikkat çeken Oya Narin, “Devlet mekanizmaları turizme açık, belediyelerimiz de turizme açık, halkımız da açık. Burada yapı taşlarının hepsi yerinde. Geriye kalan tek bir konu var o da finansman. Biz bu konudaki potansiyeli ve iştahı görüyoruz. Tabii uluslararası konjonktürde birçok olay meydana geliyor ve bunlara sektörün yapabileceği hiçbir şey yok. Yatırımcı çekiliyor, bankacı çekiliyor. Aslında çekilmemek gerekiyor. Bu noktada Türkiye turizm sektörü olarak sermaye yatırımı ve öz kaynak yatırımı ortaya koymak gerekiyor. Türkiye’nin yapması gereken şey finansman modelleri geliştirmek. Bununla birlikte, dünya turizm arenasındaki başarımızı yeni bir turizm planıyla daha yukarılara taşımamız lazım. Örneğin, Dubai. %80-90 doluluk elde ediyor Temmuz sıcağında hem de. Ne yapıyorlar, havuzları soğutuyorlar. Bizim de bunu yapabilmemiz lazım. Katma değer yaratmamız lazım, farklı turizm şekillerine gitmemiz lazım. Nasıl yapacağız peki, yeni yatırımlarla” şeklinde konuştu. Küresel turizmdeki büyümenin Türkiye için fırsat olduğuna dikkat çeken Narin, “Dünya turizmi daha da büyüyecek. Bizim bu büyümeden geri kalmamamız lazım. Turizmde çeşitlilik yaratmamız lazım. Yeni rakiplerimiz olacak ama hiçbiri bizim tam rakibimiz olamaz. Hiçbirinin bizim gibi kültürü, doğası ve insan kaynağı yok. İspanya ve İtalya’da da insan kaynağında sıkıntı olduğunu oralara gittiğinizde serviste orta yaşlı insanları gördüğünüzde anlıyorsunuz. Ama bizim genç nüfus avantajımız hala var. Kamu ve STK’lar olarak yeni bir model oluşturmamız lazım” ifadelerini kullandı.